Duru buyuyor..

Lilypie Fourth Birthday tickers

26 Aralık 2012 Çarşamba

Berrasu Kuzusu...

Montessori grubundan arkadaşımız Ülkü'nün kızı Berrasu kuzusunun hasta olduğunu blogunda okuduğumda benimde içim yandı. Bir anne olarak Ülkü'nün hissettiklerini tahmin edebiliyorum ve destek olmak için elimden geleni yapmaya hazırım. Kahraman Berrasu bu hastalığı yenecek sadece tedavi sürecinde yaşanan zorlukları bir nebze olsun azaltabilirsek çok iyi.  Berrasu şu anda Cerrahpaşada yatıyor. Ve öğrendiğimize göre ordaki çocuk oyun odasının durumu oldukça vahim. Gruptaki arkadaşlar ile Cerrahpaşa Onkoloji ve Hematoloji Bölümündeki Çocuk odası için oyuncak, kitap, resim kağıdı, makas, puzzle, boya kalemleri vb gibi malzemeleri toplayıp göndereceğiz. Hijyen açısından peluş oyuncak istenmiyor ve gönderilecek malzemelerin kullanılmamış olması lazım. Eğer sizde o bölümde yatan çocuklar için bir katkıda bulunmak istiyorsanız lütfen bana duyguocak@gmail.com mail adresinden erişin, gönderim yapabileceğiniz adresi sizinle paylaşacağım.

Birde şu anda onların en ihtiyacı olan şey kan. Bilgiler aşağıdaki gibi.

0RH+ Trombosit vericileri “nuranevren@gmail.com” ‘e mesaj atıp iletişim bilgilerinizi veriyorsunuz ihtiyaç olduğunda aranıyorsunuz Trombist verilmesi birkaç saatlik bir işlem.. Trombosit vericileri kan vermemeli..(Bu verici tablosu düzenli olarak aileye iletiliyor)

Kan verecekler (kan grubu fark etmiyor) Cerrahpaşa kan merkezine gitmeli hafta içi 15:00 hafta sonu akşam 10:00′a kadar açık, kan verme belgesini alıp Cerrahpaşa içindeki Çocuk Onkoloji birimine gidiyorsunuz “Berrasu’nun annesi Ülkü Emeksiz Üstüyıldız’la” görüşeceğim kan belgesini teslim edeceğim dediğinizde Ülkü’ye haber veriyorlar…

Dualarımız Berrasu ile.

14 Aralık 2012 Cuma

Mantar, yaprak toplamaca..

Geçtiğimiz haftalarda belgrad ormanına yürüyüşe gittik. Yanımıza yaprak, ot, mantar, yosun gibi değişik ne görürsek toplamak için bir sepet aldık. Duru sepetini doldurdu. Özellikle mantarların güzelliği ve çeşitliliği çok dikkatini çekti. Duru ile parkurun bir kısmını yürüyebildik, dönüş yolunda yorulan kuzuyu babası sırtında taşıdı. Temiz hava bize o kadar iyi geldi ki her hafta sonu -yağış olmadığı sürece- gidebilmeyi istiyoruz. Umarım başarabiliriz.

Meraklı minik ve kuş kuklarımız...

Duru ile kuş kuklası hazırladık. Bu fikri bize Meraklı Minik dergisi verdi. Hazırlamışken fotoğrafını çekmemek olmazdı, dergiye gönderelim dedik. Bakalım ocak sayısında yayınlanacak mı? Boyama, yapıştırma ve kesme işlemlerini Duru yaptı. 1 gün kurumasını bekledik sonra oynamaya başladık.

Cennetten bir köşe...

Çok kısa sürede karar verilip gidilmiş bir tatil olması, yazın son demleri sebebiyle havanın çok sıcak olmaması bu tatili güzel yapan nedenlerden birkaçı. İlk kez club odalarında kaldık etsdeki temsilcinin bizim için girdiği "restorana ve çocuk oyun alanlarına yakın olsun" istediğini tesis dikkate almış ve bize otelin en iyi odasını vermişti. Duru odadan bahçeye çıkıp gezip geliyordu bizde balkondan onu kontrol ediyorduk. Bu tatilin bize kattığı bir farklılıkta artık bahçeli eve sahip olmak istememiz.

Duru oteldeki mini club'ı çok sevdi hergün etkinlik saatlerinde oraya gittik. Akşamları çocuklara katıldıkları etkinlikler için sertifika verildi. Müzik eşliğinde dans edildi. Çok sevindi minik pamuğum.
Otel gerçekten cennetten bir köşe ama şöyle birşeyde var inanılmaz bir israf sözkonusu bu gerçekten üzücü...

Bir pon pon çalışması daha..

Internette görüp çıktısını aldığım bir çalışma, Duru keyifle yaptı, bakmak için bir tık

6 Aralık 2012 Perşembe

Çorap kız..

Resimde gördüğünüz Duru ile öyle doğaçlama yaptığımız çorap kızımız. Kendi oyuncağımızı yapınca çok keyifli oluyor gerçekten. 1 çorap, 2 hareketli göz, sarı yün iplerden oluştu içine pamuk doldurduk.

Ponpon Çalışmaları ve Tuzla Oynamaca...

Pon pon ve düğmelerden çerçeve tasarladık. Çok güzel oldu, çerçeveyi ikeadan, ponponları kırtasiyeden aldık. Düğmeleri Duru'nun eski giysilerinden çıkardık.

Sonra ponponları maşa ile şişeye doldurma oyunu var. Orda çok ponpon koymamak gerekiyor hepsi dolmadan sıkıldı benim kızım.

Birde değişik bir oyun var. Yarım paket tuzu fırın tepsine koyduk. Tuzdan şekiller yaptı sonra geliştirdik gıda boyası ile tuzumuzu renklendirdik. Formunun nasıl değiştiğinden bahsettik.

Tak takıştır...

Babanesinin bulduğu tüm takılarını takmış süslü bir kız...

Nadırda Piknikteyiz..

Geçtiğimiz sene de gelmiştik orhangazideki nadır piknik alanına bu sene tekrar gidelim dedik. Yemek sonrası büyüklere uyku ve ağırlık çöktü ama Duru ve kuzenleri çok güzel oynadılar. Duru dağdan gelen buz gibi kaynak suya ayaklarını soktu. Bütün negatif enerjisini suya, toprağa bıraktı.

Duru'nun tabiriyle Keremişimiz ağaçlar arasına yapılan salıncakta mışıl mışıl uyudu.

Yazdan kalma hoş bir foto...

Yalova Marina'dayız, Duru, bir yaz akşamı ve ılık bir rüzgar eşliğinde.

Örümceğimiz ve Fasulye Filizlendirme

Evimizde minik bir örümcek bulduk. Duru'nun incelemesi için onu biraz hapsedelim dedik. İnceledik, hatta ekmek vererek besledik. Salma zamanı geldiğinde Duru onu bırakmak istemedi "gitmesin o benim hayvanım" diye ağladı. Sonra bir sürü dil dökerek örümceği dışarı saldık. Gerçekten bizim için zor oldu, örümcekle duygusal bağ kurdu sanırım o yüzden ayrılması zor oldu.

İki alakasız konuyu tek başlıkta topladım ama aynı tarihlerde olmasından başka ortak yanları yok.

"Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir" montessori kitabındaki etkinliği yapalım dedik. Bildiğimiz fasulye çimlendirme aslında sadece pamuk yerine havlu kağıt kullandık. Sabah akşam Duruyla beraber suladık Fasulyelerin kabuklarının açıldığını ve yeşil yeşil filizlendiğini uzun bir sürede gözlemledik. Sonrasında saksıya ekme planlarımız vardı ama gerçeğe dönüşemedi.

Dolmamiz :)


Aylardır yazamıyorum kaldığım yerden devam.

Duru ile ilk kez biber dolması yaptık. Biberleri iç malzemeyle güzelce doldurdu. Sonra afiyetle yedi. Eline sağlık güzel kızım.

17 Ağustos 2012 Cuma

Behramkale :)

Bu seneki ilk tatilimizi Assos'ta yaptık, ikiciyi de yapabiliriz inş. :) Assos'a gidişimiz biraz maceralı oldu aslında sabah 6 gibi yalovadan yola çıktık tam bursayı geçmiştik ki  tuvalet molası için durduk sonra tekrar yola çıkmak istediğimizde arabamız çalışmadı saat 8'e gelmediği için servislere ve acil yardıma ulaşamadık ilerleyen dklarda acil yardıma ulaşmayı başardık ve aküde olan sorun(Son çıkan aküler böyle bir anda bitebiliyormuş kullanım ömrü 5 yıl civarı bizimki de 5 yıllık olmuştu zaten) 9:30 gibi çözülünce tekrar yola devam ettik. Yollar inanılmaz bozuk ve toz toprak içindeydi buda yavaş gitmemize sebep oldu 13:30 gibi assos kadırga koyundaydık. Odamıza yerleştik ve denize gittik. Assosun denizi süper, başta biraz soğuk sonra alışınca inanılmaz bir ferahlık ve dirilik hissi veriyor. Deniz soğuk dışarısı sıcak olduğundan sudan çıktığınızda üşümüyorsunuz. :) Duru hem denize hemde havuza girdi. Bu tatilde suya doydu diyebiliriz son gün girmek istemedi.

Sezonun ilk haftası gitmiş olmamızdan olsa gerek az kişi vardı hem tesiste hemde assosun genelinde. Bizimde aradığımız kalabalıktan uzak bol yüzmeli bir tatildi.

Kaldığımız yeri de biz beğendik. Çok fazla beklentimiz yoktu zaten. Kadırga koyu sit alanı olduğu için inşaat yapılması yasak. Öyle eğlence mekanları 5 yıldızlı oteller yok. Güzelliği ve sakinliği burdan geliyor zaten, neredeyse el değmemiş doğasını biz çok seviyoruz.


Ordaki günlerden birinde deniz kıyısına uğur böceği akını oldu. Hiç böyle birşey görmedim her yer uğur böceğiydi. Duru çok sevdi tabi.


Bol bol taş topladık, onları değişik şekillerde boyayıp dekoratif amaçlı kullanmayı düşünüyoruz.


Duru'nun Behramkale deyişine bayılıyorum. Assos - Behramkale aynı yer aslında. Biz ordaki köye berhamkale, sahil kısmına assos dedik oda öyle öğrendi. Köye gidip ordan duru ve kuzenlerine hediyeler aldık.
Dönüşte yolumuzun üstündeki balıkçılardan birine girdik. Gerçekten hem mekan olarak hemde yemekleri enfesti... Çok beğendik.  Aydede Balık Evi

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Yağmurlu bir gün..

Tarih 20 mayıs, günlerden pazar, hava yağmurlu sokaklarda parklarda kimsecikler yok. Yağmurun hızını azalttığı bir anda attık kendimizi dışarı tek eksiğimiz yağmur çizmeleri ama olsun sitenin içindeyiz en kötü eve döneriz dedik. Yavaş yağan yağmur altında kaydıraktan kaydık, su birikintilerinin tam ortasına zıpladık, tebeşirlerimizi yanımıza almıştık parkı renkli renkli boyadık.
Biz biraz ıslandık ama Duru'nun çok ıslandığını söyleyemem tchibo'da gezerken görüp aldığım yağmur pantolonu gerçekten tam yağmurlu gezmeler için ideal. Hemde askılarından ayarlanabildiği için uzunca süre giyilebilecek cinsten. Eğer görürseniz kaçırmayın derim.
 
Biz bu sokak aktivitesinde çok eğlendik.
Şimdilerde yağmur çizmelerimiz hazır, yağmur nerde biz orda olacağız gibi...

7 Ağustos 2012 Salı

Sultanahmet gezimiz...


Sıradaki bahar ayında yapılmış gezimiz, Sultanahmet :) Duru'nun toplu taşıma araçlarını kullanarak yaptığı ilk gezimiz çok keyifli geçti. Kanyona kadar arabayla gittik, ordan metro ile taksime, finiküler ile kabataşa, en son tramway ile sultanahmete vardık. Bu yolu kullanarak yolculuk sırasında zaman kaybetmedik. Hangi taşıtı beklediysek 1-2 dk ya bindik. Orda nerler mi yaptık; meydanda Duru koşuşturdu, beraber bir türbeye girdik, daracık yemyeşil sokaklarda dolaştık, güzel bir cafede tatlı yedik, gülhane parkının kalabalığına karıştık. Sonradan farkettim ki günü güzel yapmanın yolu Duru'nun nabzını sürekli canlı tutmaktan geçiyor. Tam sıkılma, mızıldanma sırası geldiğini farkettiğimde değişik bir yiyecekle hem açlığını yatıştırdım hem mutlu olmasını sağladım. Mısır, simit, tatlı ve çikolata sayesinde aç kalmadı ve huysuzlanmadı bizimle beraber gezdi. Saat 2 civarı geri dönerken tramwayda kucağımda uyuyakaldı kanyona gelene kadar 15 dk uyumak yetmiş olacak ki orda da keyfi yerindeydi.



Belgrad ormanı gezimiz...


Taa nisan ayından kalma resimleri ekliyorum şimdi belgrad ormanına gidip çok eğlenmiştik. Duru bir poşet turuncu taş toplayıp eve getirmişti. Ağaçların gövdelerindeki ve yerlerdeki yosunları inceleyip ağaçlardaki su oluklarına çubuk sokmuştuk. Ormanın derinliklerine girip oraları keşfetmiştik.


Bahar aylarında çok güzel oluyor tavsiye ederiz.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Duru'dan haberler...

Uzun zamandır işten güçten yazamıyordum bir yerden başlamak lazım diyerek daldım hadi hayırlısı. Güzel kızımın çimlere yayılmış hallerinin fotoları toplayıp bir kolaj yaptım. Toprağı, çiçekleri, yaprakları, taşları hep çok sevsin ve hissetsin diye çoğu kez çıplak ayak dolaşıyoruz. Kendisi de bundan çok hoşlanıyor ki direk ayakkabılarını çıkarır oldu.

Şu sıralar 3,5 yaş halleri var üzerinde en ufak şeyde küsüp gönlünü aldığınız an yumuşaması onlardan biri. Bazen söyledikleriyle bizi şoke eden, güldüren, eğlendiren şakacı kız bazen uzun uzun istedikleri için ağlayan inatçı kız olabiliyor.

Bu dönemde bizi en çok zorlayan konulardan biri de yemek, bir gün gayet güzel yerken diğer gün ağzına neredeyse hiçbirşey koymuyor. Başka bir sorun kutu kutu içilen sütler. Çeşitli yöntemler deniyoruz mesela önceden bizden istemek zorunda kalıyordu bizde vermek istemediğimizde kriz yaşanıyordu. Şimdi sütler kendi boyunda bir yerde duruyor ulaşılabilirliği ne kadar kolay olursa cazibesi o kadar azalır dedik ama 1 haftadır süren denemelerde henüz sonuç yok.

Günde 3-5 saat arası dışarda geçiriyor ve arkadaşlık kurma isteği bu dönemde çok fazla. Parkta kafasına göre birini bulup oynarsa çok mutlu oluyor aksi halde "kimse benimle oynamıyor" diye çok üzülüyor. Bazen havuza giriyor bazen bisikletiyle geziyor. Bir fotoda bisikletli haline...


Arada sırada montessori aktiviteleri yapıyoruz onları ayrıca yazacağım. Bazen yeni resim çalışmaları oluyor bizim çok beğendiğimiz bir eseri var Duru'nun tamamen kendi tasarımı ben görünce çok beğendim ve şaşırdım. Masasında duran değişik objeleri bir kağıt üzerine yapıştırmış, 3 boyutlu bir resim olması gerçekten güzel olmuş ve  bu farkı kendisinin yaratmış olmasına çok sevindim.


Son zamanlarda müzik dinlemeye ve söylemeye karşı eğilimi var. Gökçe'nin Tuttu Fırlattı Kalbimi ve Napardım Bilmem şarkılarını söyledi bir süre sonra biz Barış Manço ile tanıştırdık. Bal böceği ve Arkadaşım eşşek şarkılarına bayılıyor, neredeyse hepsini ezbere söylüyor. Son olarak Burcu Güneş'in Çıkmaz Sokaklar şarkısını ezberledi.  :) Şimdilik aklıma gelenler bunlar devamı gelecek..

11 Haziran 2012 Pazartesi

3. yaş günümüz...


Duru'nun 3.yaş gününü biraz geç olsa da 31 Mart tarihinde kutladık. Pastamızı ve kurabiyemizi Le Bakery'den yaptırdık. Bu sene pastamızda şeker hamuru kullanmak istemedim ve çok sade bir pasta seçtim. Beyaz çikolata ve fıstık kaplı bir pasta üzerine sadece küçük bir hello kity figürü. Tam istediğim gibiydi, çok lezzetli ve hafif bir pasta olmuştu. Krem şanti ve krema kullanmadan tamamen doğal ürünlerden yapıyorlar evinize kadar teslim ediyorlar. Şiddetle tavsiye ediyorum. Duru 3. yaş gününde çok mutluydu kuzeni ile oynadılar, pinyata patlattılar, şekeri çikolatayı hiç yemedikleri kadar yediler.


Pinyata için Kadriye ve Jıbid teyzeye çok teşekkür ediyoruz.
Canım kızım nice mutlu yaşlar diliyorum, seni çok seviyoruz.

Baharda polonezköy gezisi..

Çok geriden geliyorum bu yazı aslında 24 Martta gidilmiş gezilmiş bir yere ait. Direk bu güne atlarsam aradakileri kayıt etmediğim için unutacakmışım gibi hissediyorum. Bakalım zamanla aradaki farkı kapatabilecek miyim?

Fırsatlardan almıştım Polonezköy Legend Oteli daha önce şirket toplantısı için gittiğim için biliyordum. Otel çok geniş bir alana yayılmış, yeşillikler içinde ve sessiz. Bana ilk gördüğümde ilginç gelen yanı her yerden hayvanlar çıkabiliyor karşınıza çünkü serbest dolaşıyorlar :) Lamalar, geyik yavrusu, tavşanlar,  tavus kuşları, keçiler, koyunlar bunlar şimdi aklıma gelenler. İlk gittiğimde tamda Duru'ya göre demiştim. 

Otele giriş yapmadan önce bir piknik alanında öğlen yemeği sonrası Duru horozları seyretti ve ata bindi.


Otele giriş yaptıktan sonra babasıyla havuza girdi, tavşanları kovaladı ve geyik yavrusuna dut kurusu verdi. Sonra yorulup bir uyku çektikten sonra akşam yemeğine indik ve sonrasında canlı müzik dilemeye gittik. Müziklere eşlik edip oynadık. Bizim için güzel bir değişiklik olmuştu. Sonrasında 2 arkadaşımda bizim önerimizle gidip burda kaldı. Çok memnun döndüler, bende buraya yazmak ve tavsiyede bulunmak istedim. Biz son gün rezervasyon yaptırdığımız için bungalowlarda kalamadık. Ama öğrendiğime göre onların tavanları cam ve gece boyunca yıldızları izleyebiliyorsunuz.


17 Mayıs 2012 Perşembe

Biz bu hediyeyi çok sevdik :)


Resimde gördüğünüz oyuncak arkadaşım Esra'nın Duru'ya hediyesi. Üzerinde resim olan kartları var ama isterseniz boş kartı ve kalemleri de var onları da kullanabilirsiniz. İstediğiniz çizimi yapıp boyadıktan sonra boncuk yerleştirme tablasının altına koyup şekli boyama yaptığınız renkteki boncuklarla oluşturuyorsunuz. Sonra su koyduğunuz sprey kutusundan suyu boncukları birleştirmek için püskürtüyorsunuz. 15 dk bekledikten sonra alın size çok güzel bir oyuncak. Tekrar tekrar bozup yapılabiliyor. Boncuklar için çekmecesi mevcut buda toplu olmasını kolaşlaştırıyor. Biz çok beğendik Esra teyzeye çok teşekkür ediyoruz.

Yemekçilik oyunu


Bu aralar evcilik tarzındaki oyunlara merakımız çok yoğun yemekçilikte onlardan biri. Malzemeleri kutusundan çıkarıp mutfağımızı oluşturduktan sonra yemeğimizi bir güzel pişirip tabaklara koyup ikram ediyoruz. Daha ne olsun. Yukardaki resimde yumurta kırıyor. Çık çık :)

Boncuk geçirme çalışması


Tuhafiyeden aldığım boncuklar ve bir giysinin etiketinden çıkardığım ipten 2 dk da oyun yaptık. İpin ucunu sivri ve sert olacak şekilde bant ile doladım. Sonra Duru boncukları dizdi. Geriye kolyemizi takıp gezmek kaldı.

Fıstık Çamımız...


Çalıştığım şirketin kadınlar gününde verdiği fıstık çamı tohumunu Duru ile birlikte saksımıza ektik. Duru can suyunu verdi. Tam 1 ay sonra çamımız filizlendi. Toprağın içinden çıkan yeşilliği ilk gördüğümüzde çok sevindik ve şimdilerde epey büyüdü saksısını değiştirmemizi bekliyor. Sürekli suluyor ona gözümüz gibi bakıyoruz.


12 Nisan 2012 Perşembe

Damla'nın Diş Buğdayı partisine gittik...

Geçtiğimiz haftalarda Duru'yu ikinci kez abla yapan tonton Damla'nın diş buğdayı partisine gittik. Duru hem oynadı hemde Damla'yı oynattı.

Detaylar Kadriye Teyzenin blogunda.

Kumla oynama sezonunu açtık

4 Nisan'da hava o kadar güzeldi ki hemen kendimizi dışarı attık. Ben parkta gazete okurken Duru kumda oynadı bize çamur pastası yaptı. Bol bol kaydı, salandı. Önceden her an yanında olmamı istiyordu artık daha sosyal ve dışa dönük olmaya başladı. Hiç arkadaş gelmiyor diyor yaşıtları yada kendinden büyüklerle oynamaya bayılıyor. İlk iletişim kurma girişimini benden bekliyor sonrasında alışınca güzelce oynuyor, konuşuyor.

İlk sinema deneyimi..

Duru ile ilk defa sinemaya gittik. Ben yüksek sesten tedirgin olur diye düşünerek öncesinde biraz hazırlık yapmak adına çok büyük bir tv gibi olduğundan ve sesin yüksek olabileceğinden bahsettim.
Uygun olduğunu düşündüğümüz film Muppetslardı. Evde öncesinde fragmanını izledi çok sevdi hemen gitmek istediğini söyledi. Vizyona girdiği Cumartesi günü hiçbir yerde nerdeyse yer bulamadık. Pazar günü sanat okuluna gittiğimiz göktürkteki sinemaya gidip biletlerimizi aldık. İkimizde koltuğumuza oturduk filmi izlemeye başladık Duru' her gördüğü şeyi sesten dolayı bağırarak dile getirdiği(anne bak kermit şeklinde) için biraz komik oldu, başlarda uyarmadım ama sonra sessiz olmamız gerektiğini söyledim. Çok tatlı bir şekilde mısır yiyerek, bana mısır yedirerek izledi filmi. Ara verildiğinde tuvalete gitsekte filmin 2. yarısında tuvaleti geldiği için çıktık ve yanlış alarm olduğu için geri geldik. Şimdilerde yine gitmek istediğini söylüyor.

Boya karıştırma, kutu boyama...

Yazılarım şimdilerde yaptıklarımızın epey gerisinden geliyor. Günü yakalamam gerekiyor artık. Arayı açtıkça yazasım kalmıyor. Bir gayret başladım devamı da gelecek inşallah.

Duru boyaları bir bardağın içine dökerek karıştırıyor, karıştırıyor bu böyle 1 saate yakın sürüyor. Sonra ortaya çıkan karışımla bende ona kutu boyatıyorum yada o anda aklımıza gelip dürbün yapıyoruz onu boyuyor. Hepsi doğaçlama o anda yaptığımız şeyler.

13 Mart 2012 Salı

Meleğim 3 yaşında...

Benim melek kızım, 3 yıl önce tamda bu saatte seni kucağıma almıştım. Seni gördüğümde tüm hayatımızın bu kadar güzelleşeceğini bilmiyordum. Sen keyifli, mutlu olduğunda bizde seninle birlikte mutlu oluyoruz. İyi ki varsın iyi ki bizim kızımızsın. Seni çok seviyoruz. Sağlık, huzur ve mutluluk hiç yakanı bırakmasın. Mutlu yıllar bebeğim.

12 Mart 2012 Pazartesi

Süngerle su taşıma çalışması

2 rengi karıştırıp başka bir renk oluşturma çalışması...

Bu seferki çalışmamız renk karıştırma üzerine. 3 küçük bardak, kenardaki bardaklarda iki ayrı renk, ortadaki bardak ise test çevrilmiş olarak tepsimizi hazırlıyoruz.

Sarı ve mavi boya(gıda boyası yerine normal boya kullandım), karışımın yapıldığı bardağı dolduğunda taşırmayacak şekilde ayarlanmalı.

Bu çalışmayı Duru çok sevdi. Mavi ile sarı karışınca yeşil olur'u gözlemleyerek öğrendi. Artık renkleri karıştıralım mı diye kendisi istekte bulunuyor. Geçtiğimiz hafta siyah ile beyazı denedik oda güzel oluyor.

28 Şubat 2012 Salı

Yüzen-Batan Cisimler...

İlk sunum aşamasında cisimleri teker teker suyun içine atıp battı yada yüzdü diye yorumlar yaptım. Sonra Duru denedi. Bilimsel açıklamasına girmedim. Yüzmek, batmak ve askıda kalmak ne demek onu anlamasına yardımcı olacak bir çalışma oldu.

Misketle kağıt boyama

Bu çalışmayı evde montessori seminerinden biliyordum. Duru boyama yaparken bir anda "misketleri boyanın içine koyabilir miyim" dedi. Bu bana seminerdeki çalışmayı çağrıştırdı. 2 dk mutfağa gidip kap ve maşa ile geri döndüm. Kabı kağıdın üzerine koyup kenarlarından çizdim. Duru ile yardımlaşarak çizgilerden kestik. Kağıdı kabın içine yerleştirdik. Sonra boyalı misketi kabın içine koyup kabı ileri-geri sağa-sola sallayarak kağıdın boyanmasını sağladık. Diğer renklerle de aynı şeyi yaptık. Gerçekten çok eğlenceli bir çalışma oldu. Çıkan sonuç çok özgün olduğu için ben çok sevdim.

Bay Becerikli : Köpük Resim

Son zamanlarda favorimiz bay becerikli seyretmek ve evde malzemelerimiz varsa o çalışmayı yapmak. Daha programda anlatılırken Duru bu bizde var, bu yok diye sayıyor :) Onlardan biri köpük resim. Bardaklara boya, tutkal birazda su koyup karıştırdık. Sonra pipetle boyayı üflememiz gerekiyor. Bunu ben yaptım. Sonra kağıdı baloncuklara dokundurduk. Bu kadar. Kurumasını bekleyip sonra duvara astık.

Kitap önerisi : Çocuklarda Sanat Eğitimi

Geçtiğimiz yaz işe Yalova'dan gidip geldiğim dönemde yolda Susan Striker'ın Çocuklarda Sanat Eğitimi kitabını okuyordum. Tüm annelere şiddetle tavsiye ediyorum. Çocuklarımız için bizim sanat yaklaşımımız o kadar önemli ki bu kitapta onu sebep ve sonuçlarını göstererek anlatıyor. Verdiği örneklerle nasıl davranmamız gerektiğini anlamamız hiçte zor olmuyor. Ben mümkün oldukça resim yapması için özgürlük sağlıyorum. Masasında her türlü boya ve ulaşabileceği yerde kağıtlar bulunuyor. Mutlaka kendi kağıdı olmasına dikkat ediyorum benimde boya yapmamı istiyorsa kendime ait bir kağıt alıp onun yaptıklarından farklı olmayan şeyler çiziyorum. Benden ev yada at çizmemi isterse bilmediğimi söylüyorum. (bu konuda bazen büyüklere ses edemeyebiliyorum.)

Aşağıda kendisinin yaptığı ve isimlendirdiği çizimler var.

araba

balık
Bir akşam duvara boya yapmak istediğini söyledi. Bende ona isterse kağıt verebileceğimi söyledim ama duvar konusunda ısrar etti. Koridordaki duvarlardan biri kağıtla kaplı orasını gösterdim yine ıhh ıhh dedi. Sonra neredeyse hiç kapamadığımız kapımızın arkasını Duru'ya tahsis ettim. Yukarıdaki resimde konsantre biçimde duvarı süslüyor :)

Karlı günlerden...

Ocak ayı sonu İstanbul'a lapa lapa kar yağdı. Öncesindeki 3 sene bizim semte nerdeyse hiç uğramayan kar bu sene yüzümüzü güldürdü. (haber sunumu gibi oldu :)) Duru'ya kar sevgisini aşılama fikirleri üzerine kartepeye gitmeye düşünüyorduk, böylece buna da gerek kalmadı. Fırsat bu fırsat karla oynanabilecek tüm oyunları oynadık, kardan adam yaptık, kara yattık, yokuş aşağı koştuk tırmandık. Arada üşüyünce Duru'nun önerisiyle cafeye gidip sahlep içtik, çoraplarını ve ayakkabılarını kuruttuk sonra gene devam ettik. Doyasıya oynadık. Şimdi baharın gelmesini ve güneşin sıcak yüzünü göstermesini özlemle bekliyoruz.