Duru buyuyor..

Lilypie Fourth Birthday tickers

27 Aralık 2011 Salı

Renklerine göre ayırma çalışması

Oyuncaklarından 4 ayrı renkte olanları aynı kapta topladım. Ayrıştırması için altında o renge ait kağıdın olduğu 4 kap hazırladım.

Patates baskı

Maşayla boncuk aktarma çalışması




26 Aralık 2011 Pazartesi

Kalem tutmaya hazırlık çalışması

Bu çalışmayı Nuran'ın hazırladığı blogta görmüştüm. Duru ile yaptık. Bizim ki oldukça rahattı uzanarak dizdi tüm cam boncukları.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Keçeli kalemle yapılmış 2 harika resim..

Görünce çok şaşırdığım ve bir o kadara beğendiğim Duru'nun 2 resminin fotosunu eklemek istiyorum. Bu aralar merakı kapalı çizgiler çizip içini doldurma yönünde. Keçili kalemle çalışmayı çok seviyor. Eski kalemleri bittiği için yeni aldık(carioca) ama onlarda açık kaldığı için 2-3 gün içinde kurudu. Şimdi yine eski markamıza(crayola) döneceğiz. Crayola'yı tavsiye ederiz.



8 Aralık 2011 Perşembe

Dinozorlarla tanışmak...

Geçtiğimiz haftalarda Duru ile Forum İstanbuldaki Jurassic Land'a gittik. İlk kısım müze alanı, burda dinozor iskeletleri ve yumurtaları sergileniyor. Sonraki bölüm 6 boyutlu sinema diye geçiyor. Bu bölüme girmedik çünkü bir anne 5 yaşındaki oğlu ile daha önce geldiğini ve şaşırarak oğlunun tekrar gelmek istediği için geldiklerini ama kendisinin dahi korkup irkileceği sahneler olduğunu söyleyip, oğlum 3 yaşında olsaydı girmezdim diye eklediği için bende girmekten vazgeçtim. İyi ki o anneyi dinlemişim çünkü onların çıkmasını beklerken bile sarsıntıları ve dinozorların sesini duyabildim. O bölüm bittiğinde içerden çıkan 4,5 yaşındaki kızın çok korkmuş olduğu belliydi ve annesi gözlerini kapattım diyordu. Yani bu kısmın 5 yaş altı için çok uygun olduğunu düşünmüyorum. Sonraki bölümler oldukça eğlenceli, kuluçka ünitesi var burda yumurtadan çıkmak üzere olan yavru dinozorları görüyoruz sonra baba dinozor ailesini kurtarmak için yaralanmış onu simüle etmişler bir ünitede tedavi ediyorlar, anne ve çocuk dinozoru ayrı bölümde tutup etkilenmemesini sağlıyorlar, daha sonra uyumlu dinozorlar, vahşi dinozorlar bölümleri var. Rehber ve uyarlanmış bir senaryo dahilinde geziyorsunuz. Duru hepsini ilgiyle gezdi ve hareket edip ses çıkarmalarına rağmen onlardan hiç korkmadı. Çıkışta birde dinozor aldık.

Sonra elinde dinozoruyla avm'yi gezdi, babasına bir hevesle dinozorlardan bahsetti.

Anlatılmak istenen dinozorlar olduğunda pek çokşey havada kaldığından bu parkın dinozorları tanımak adına güzel bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Kulpsuz Silindirlerle Çalışma

Duru, daha bebekken aldığım kulpsuz silindirlerle şimdilerde çalışmaya başladık. Her silindiri kağıttaki yerine yerleştirme çalışması yapıyoruz. Şaşırtıcı şekilde hepsinin yerini doğru buluyor. Kendi kafasında sınırları belirlediğini ve buna göre uygun olup olmadığına karar verdiğini düşünüyorum.

30 Kasım 2011 Çarşamba

Tahtaya lastik geçirmece

Yine yabancı bir sitede gördüğüm bir aktivite. Lastik tokaları kalın yuvarlak bir tahtaya takıyorsunuz. Ordaki tahta merdane kalınlığında ama uç kısımları da düzdü. Biz onun yerine ortaboy merdaneyi kullandık. Tokaları kaç kez taktık, çıkardık hatırlamıyorum. Duru çok sevdi.

Küçük damlalıkla su taşıma çalışması

Yukarıdaki fotoğrafı evde montessori seminerinde çekmiştim. Bu çalışmayı ilk defa denedik ve çok sevdik. Hem mavi hemde kırmızı renkli suyu taşıdık. Ben sünger koymayı unutmuşum. Su tepsiye damladığında silmek iyi olur. Buda bizim çalışmamız.

Maşa ile misket yerleştirme çalışması


Bu çalışmayı yabancı bloglarda gezerken gördüm. Gerekli malzemeler evde olunca hazırlamak çok kolay oldu. Birde bunun yanında "senin için oyun hazırladım" dediğimde Duru'nun heyecanı görülmeye değerdi. 1-2 gösterdikten sonra hemen "bende yapacağım" dedi. Buda beni yeni çalışmalar bulmaya yönlendiriyor. Araştırmalarıma hız kesmeden devam etmem gerekiyor. Buda kendime bir not olsun.
Bu arada normal maşayla misketleri tutmak biraz zor oldu, buz maşasıyla daha iyi aktarılıyor.

Sulu boya ile baskı çalışması...

Fırça ile baskı malzemesini boyuyoruz sonra kağıda bastırıyoruz. Çıkan sonuca "oldu" yada "aaaa olmadı" gibi kendi yorumları oluyor. Buda o çalışmalardan biri.

Çiftlik yapalım mı?

Bu aralar favori oyuncağımız legolar. Geçenlerde birlikte var olan legolarına ek bir arabalı eczacı seti(şimdi gördüm hemşire setiymiş:)) aldık. İçinden çıkan kız ve arabasına bayıldı. Çiftlik, ev, koltuk, garaj, minare, uçak, robot, zürafa, jip, traktör aklımıza ne gelirse yapıyoruz. Bu aralar "çiftlik yapalım mı" "hadi hayvaları da alalım" cümleleri çok sık kullanılıyor. İşte bir çiflik ve kapısından tektek içeri giren hayvanlarımız...

Hareket kartlarımız...

Montessori grubunda hazırlanan hareket kartlarının çıktısını alıp hafta sonu Duru uyurken lamine ettim. Bayağı uğraştırdı ama değdi, bu sayede eğlenceli bir oyuna daha kavuşmuş olduk. Tekrar tekrar oynadık. Kartları ters çevirip bir o, bir ben çekerek çıkan hareketi yaptık. Hepsini anlayıp yapabiliyor, aralarında en sevdiği takla at kartı oldu.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Minik rafımız..

Evimiz oldukça küçük. Durunun oyuncakları, ayrı odası olmadığı için genelde salonda gelişi güzel duruyordu. Daha düzenli olabilmesi için ikeadaki STUVA isimli raflardan aldık. Ve içine oyuncakları toparlayacak sepetlerden. Bu halinden çok memnunuz mümkün olsa da bu raflardan daha çok koyabilsek. Kendi boyunda olduğu için çocukta çok rahat ediyor. Tavsiye ederiz.


Birde bu aralar sanat çalışmalarımız çok ağırlıkta her akşam bir boyama çalışması yapıyoruz. İşte boyalarımız ve bir pastel boya çalışması.

Kurban Bayramı...

Kurban bayramı tatilinde yalovadaydık. Hem kurban olayını hallettik, hemde eş dost bir araya gelip güzel zaman geçirdik. Bayramın 2. ve 3. günü Duru'nun zaten hali hazırda süren öksürüğü arttı. Gece çocuk 2 saat boyunca uyuyamaz oldu. Bundan dolayı bayramın 4. günü İstanbula döndük. Ertesi gün doktorundan randevu almamıza rağmen öksürük çocuğu oynatmaz hale geldiği için acile gittik. Çok şükür ki önemli bişey çıkmadı, doktor boğaz kızarıklığı birazda ciğerlerine indiği için bronşit başlangıcı dedi. Hemen antibiyotiğe başladık. Şimdi daha iyiyiz.

İşte bayramdan kareler,

Her gördüğü kişiye "etiğime bakkk" dedi durdu. Çok sevimliydi. Her kız çocuğunun içinde biraz kokoşluk var galiba.



Diğer kuzenleriyle de çok oynadılar. Onları bir araya getirip resim çekmeyi unutmasaydım daha güzel olacaktı!

Hoşgeldin Kerem...

Aramıza 2 ay önce katılan kuzenimiz Kerem'i çok seviyoruz. Duru Kerem'in kendisine ve abisi Berat'a benzediğini söylüyor. Onun herşeyi küçük. Küçük bebekle oynuyorsak adını Kerem koyuyoruz.
Canım yeğenim Duru'yu abla yaptın, hayatımıza renk getirdin, yeni pamuk sensin, sana sağlıklı ve mutlu bir hayat diliyoruz.

17 Ekim 2011 Pazartesi

Hayvanat Bahçesi Gezimiz

2 hafta önce hafta sonu Darıcadaki Faruk Yalçın Hayvanlar Alemi ve Botanik Bahçesine gittik. Çok keyifli, birazda yorucu bir geziydi. Pazar günü olduğu için oldukça kalabalıktı. Yaklaşık dört saatte gezebildik. Tek tek tüm hayvanları gördük, bazılarını yakından sevdik. Duru'nun ilgisini en çok çekenlar Maynumlar ve tavşanlar, ama hepsini gördü ve onun için faydalı olduğunu düşünüyorum.

Duru tavşanları öyle sevdi ki uzun süre orda durduk, hepsiyle ayrı ayrı ilgilendi sevgisini gösterdi, kucağına almak istedi. Eşeğe bindi.(Ona göre Ata)

10 Ekim 2011 Pazartesi

Duru ile lezzetli yolculuk...

Önlüklerimizi alalı uzun zaman oldu. Ancak fırsat bulup mutfağa girebildik. Kekimiz Durununda büyük katkılarıyla enfes oldu. Çok eğlendik, minik kuşum uzun süre önlüğü ile gezdi durdu. Poz verdi bize. Sevgili Gamze ye tekrar eline sağlık diyorum.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Makas Çalışmaları

Duru ile iki keredir makas çalışması yapıyoruz. İlk çalışma, makasın ve kartın nasıl tutulacağını öğrenme ve gözleme gibi geçti. O kartı tuttu ben kestim. İkincisinde ben tuttum o kesti sonra kartı verince kendi 1-2 kez kesmeyi başardı. Dün sabah uyanınca salona gitmiş bir elinde makas diğer elinde kartla yanıma geldi uykulu gözlerle kesmeyi denedi bir kısmı kesildi olmadı dedi bıraktı. Bayağı sevdi bu işi.
Bu konuda montessori seminerinden aklımda kalanlardan bahsetmek istiyorum.
Makası elimizde yada bir tabağın içinde taşıyoruz. Eğer elimizde ise aşağıdaki resimdeki gibi tutuyoruz ki düşme durumumuz olursa ucu bize zarar vermesin.

Makas çalışmalarına kartpostal dan başlarsak daha iyi oluyor çünkü kesilen kağıdın kalın olması makasın arasına sıkışmasını ve tutulmasını kolaylaştırıyor. Çalışma öncesinde hazırlıklarımızı yapıyoruz.
Gerekli malzemeler : İçine kesebileceğimiz bir tabak, tek makasta kesilebilecek hale gelmiş kartpostallar, birde yaşına uygun bir makas (bizimkiler ikea'dan)


Sonrasında Duru'ya teklif ediyorum. "Makas çalışması yapmak ister misin" diyorum kabul ederse yere oturup kesmeye başlıyoruz.

Aşağıdaki resimde görülen çalışmalar sağ alttan sol üste doğru ilerliyor ve tahmini yaş aralığı 2,5 ile 5 yaş arası.

Bu kağıtların pdfleri grupta yayınlanmıştı isteyen olursa bana mail atabilir, paylaşabilirim. Mail adresim : duyguocak@gmail.com

4 Ekim 2011 Salı

Bu seneki tatilimiz

Bayramdan sonraki hafta tatile gittik. Çok güzel ve eğlenceli bir hafta geçirdik. Geçen seneye göre daha kolay oldu herşey, Duru çok uyumluydu. Bol bol yüzdü. Denizde kolluklarıyla havuzda hiçbirşey takmadan. Biz ısrarla simidini tak desekte kabul etmedi 1-2 gün sonra su yutmadan kolluklarıyla denizde yüzebiliyordu. Resimlerde herşey var yazmaya çokta gerek yok diye düşünüyorum. Voyage Belek cennetten bir köşe gibiydi. Çocuk dostu ve çevreye duyarlı bir otel. 2 sene üstüste gittik, şiddetle öneriyoruz.

28 Eylül 2011 Çarşamba

Aktivite zamanı

Evimizdeyiz ve sonbahar gelmek üzere...

Akşamları parka gidip üşüyüp dönüyoruz. Eve girince oyun oyunu kovalıyor birazda montessori çalışması katsak araya hiç fena olmaz di mi? Yaş 2,5, parçaları bir araya getirip aktivite hazırlamam gerekiyor. Seminerlerde ki resimleri ve videoları izleyip bişeyler çıkartmaya çalışacağım. İlk olarak huni ile su aktarma çalışması yaptık. "Biz çalışma yapcaz" diye dolanıyordu evde. 2 kez aktardıktan sonra suyu içim mi diye sordu, "ben sana başka su getireyim" dedim içti suyunu oyuna devam etti.


27 Eylül 2011 Salı

Kuzunun hastalık halleri..

Duruda, 2 hafta önce pazartesi günü ateş ve halsizlik durumu oluşunca ve gece 4 te hala ateş düşmeyince acile gittik, doktor boğazında çok bişey göremedi, ateş 39 idi beta testi yapalım dediler sonuç negatif çıkınca ateş düşürücüler ile eve geldik. Şurup içmeyen kuzu, ateşler içinde uzunca süre yandı çareler arayan biz sonunda ılık duşa soktuk, ıslak mendillerle izin verdiğince sildik. Bir düşüp bir çıkan ateş perşembeye dek sürünce (3 gün sonra devam ediyorsa gelin demişlerdi) doktorundan randevu alıp gittik. Doktor akciğer filmi istedi, sonuç alt solunum yolu enfeksiyonu çıktı. Doktor, hastaneye pazartesi günü ateşlendiğinde gelmeniz gereksiz olmuş bizim için önemli olan sürekli çıkan 3 gün süren ateş dedi. İlk gün kendini belli etmeyen mikrop 3 gün sonra yerini bulmuştu ve 24-48 saat sonra gelseydiniz başka bir tablo çıkabilirdi karşımıza dedi. İlerleyen safhalarda pnömokok başlangıcı oluyormuş. Böyle bir sonucu hiç beklemiyordum aslında öksüremektek uzun süre uyuyamıyordu ama ben yinede boğazındandır diye düşünüyordum. O yüzdendir ki doktordan antibiyotiğimizi alıp çıktığımızda ağlamaklıydım.

10 gün boyunca şurubu aksatmadan içti bazen ses etmeden bazen ben üzülürüm dediğim için(bazen başka yol kalmıyor). Dün doktora gittiğimizde iyileştiğini öğrendik. Çok şükür şu anda herşey yolunda, hastalığı sebebiyle o kadar mutsuzdu ki 2,5 senedir hiç böyle görmemiştim. Allah hasta olan kuzulara şifa, annelere de güç ve sabır versin.

Eski düzene geri döndük.

Annemin hastalığı, ramazan, tatiller, Duru'nun hastalığı, bakıcı arayışları derken 3 aydır altüst olan biz, sonunda eski düzene geri dönebildik. Herşey annemi diyetisyene götüreyim diye uğraşırken başladı sonrası çok karışık. Neyse... Şu anda yalovadan değil evden işe gidip geliyorum, Duru'ya da anane bakıyor. İlersi için değişiklik planlarım var ama 3 yaş sonrası için. Bakalım hayırlısı.

Bloga daha sık yazmaya başlamam gerek. İnsanın keyfi olmayınca yazası hiç olmuyor.

Duru babannesinde çamaşırlarını asıyor.


22 Ağustos 2011 Pazartesi

Hareketli günler...

3 haftadır işe yalovadan gidip geliyorum, ümraniye-yalova arası mekik dokuyorum. Annem rahatsızlandı ve evine dönmek durumunda kaldı, biz yine peşini bırakmadık yanına gittik. Duru, 3 haftadır yalovada bende hergün işe ordan gidip geliyorum. Sabah Duru uyanmadan çıkıp akşam deniz otobüsüne yetişebilirsem şanslıyım yoksa stresli bir gün geçiriyorum. Bu bayrama kadar böyle sürecek sonrası için bir bakıcı teyze ile anlaştık. Bakalım hayırlısı.

29 Temmuz 2011 Cuma

Zıplamayı çok seviyoruz...

Duru yatakta, trambolinde, şişme oyun parklarında zıplamaya bayılıyor. Bir başlayınca ordan çıkarmak çok zor oluyor. Aşağıdaki videoyu tatil öncesi alışveriş için gittiğimiz decathlon mağazında çektim. Daha önceki haftalarda Kanyona gitmiştik. Orda da dev bir şişme oyun parkı var. Yaz boyu herhafta sonu Hopla Zıpla adı altında bir etkinlik yapılıyor. 3 yaş üzeri çocuklar için oldukça eğlenceli. Küçük çocuklar içinde etrafı kapalı 2 alan var en fazla 4 çocuğun içeriye girmesine izin veriliyor. Gidip zaman geçirilebilir erken saatlerde kalabalık değildi ama öğlenden sonra çocuklar sıraya girmişti.

Duru zıplarken çok eğleniyor ve yoruluyor. Benimde içim gidiyor sanki ters bir hareket yapacak bir yeri incinecek gibi geliyor. Herkes zıplarken biriyle çarpışması an meselesi gibi. Neyse ki kazamız olmadı şimdilik.


Duru trambolinde zıplarken... from Duygu Yavuz on Vimeo.

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Scooterla geziyoruz



Yaklaşık 1 aydır parkta diğer arkadaşlarının scooterını kullanarak öğrenme sürecini çok kısa sürede aşan minik kuzum, kendi scooterına geçtiğimiz hafta kavuştu. Sıradan bir scooter almak için yola çıktık yolumuz İstinye Park'tan geçti ve orda önü 2 tekerlekli arkası tek tekerlekli scooterları görünce ve daha önce böylesini görmeyince bir anne babaya sorduk. Adını öğrenip sonrasında araştırınca almaya karar verdik. Fiyat olarak diğerlerinin 4 katı olsada biz çok memnun kaldık. Kontrolü ve kullanımı gerçekten çocuğu rahat ettiyor, herkese tavsiye ediyoruz.

Mini micro scooter

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Mutlu sona doğru

Çok uzun zamandır uyku sorunları yaşıyorduk, gece kaç kere kalktığımı artık sayamaz olduğum zamanlar yaşadık. 5 gecedir gece 2'de üşenmeden tuvalete kaldırıyorum hiç uyanmadan sabah 9:30 u ediyoruz. Maşallah diyelim. Akşam 9'da yatıyordu şimdilerde o süre 10 buçuklara kadar uzadı. Olsun... 10 aylıkken başlayan diş serüveni hala çıkmayı bekleyen 2 dişle devam ediyor. O zamandan beri uykusuz oyun dolu geceler geçirdik, 2 saat olmadan geri uyumayan bir çocuk, dakikalarca kucakta, ayakta sallama, acaba aç mı ondan mı uyumuyor sorunsalı, bir yandan yarın işe gitme stresi çok zordu gerçekten. Geri gelecek korkusuyla tam sevinemesemde bu gidişat bana umut veriyor. Uyku dışında başka sıkıntılarımızda var, ağlama krizleri şu dönemde tavan yapmış durumda istediği birşey olmadığında(herşey için değil) 40-45 dk susmadan ağlayabiliyor. Ne desen ne yapsan hiç dinlemiyor bende artık susuyorum genelde arabada yaşıyoruz ve yapıcak çokta birşey olmuyor. Mola vermek krizi allatması için bir çözüm gibi ama oda herzaman işe yaramıyor. Birçok şeyi kendi yapmak istiyor ve bizde destekliyoruz, ayakkabılarını giyebiliyor, yemeğini yiyebiliyor, ellerini yıkayıp kuruluyor, adaptörünü kendi koyuyor gibi.

20 Haziran 2011 Pazartesi

Yeniden Merhaba

Yazmayalı 3 ay olmuş, hep aklımda ama bir türlü fırsat bulamıyordum. Bu üç aydan kısaca bahsedip bugünden sonra güncel bilgileri paylaşmak istiyorum.

25 aylıkken Duru tuvaletini öğrendi. Mayıs 15 olsun başlarım derken bez bağlamak eziyet olunca akşamları bağlamayarak işe koyuldum. Bir süre adaptöre oturmak istemedi ama sonra birlikte başka bir adaptör alarak çözdük. Şimdi bazı geceler bağlıyorum ama genelde kendi uyanıyor yada bezi kuru uyanıyor sabah. 15 aylıkken aldığım lazımlığı hiç kullanmadım böylece tekrar adaptöre alıştırma derdi de olmadı.

26 aylıkken benim için gerçekten zor olan memeden kesme sürecini başlattık. Öncesindeki 2 ayı hem kendime hemde Duru'ya temkinler vererek geçirdim. İlk yöntem anlaşma yöntemiydi ama hiç işe yaramadı diyebilirim. Sürekli "sen artık büyüdün, bardaktan yada kutudan süt içebilirsin memeden emmene gerek yok ama ilay(10 aylık karşı komşumuzun kızı) daha bebek o annesini emebilir" diyerek geçirdim. Tepkisi bir yandan emmek bir yandan kafa sallamak oldu. Hiç oralı olmuyordu. Sonunda uzun uzun düşünüp sirke sürmeye karar verdik. 1 hafta izin almıştım cuma akşamı eve gelip sirkeyi sürdüm. İşe yarayacağını düşünüyordum çünkü ağzına alıp beğenmediği birşeyi tekrar yemeği hep reddediyordu. Denedik "ıyy acıı" dedi sonra öbür öbür dedi baktı oda aynı, indi gitti kucağımdan. İlk gece uykuya sarılıp uyuyarak geçti. Sonrasında gece uyanıp kriz şekinde ağlamaları atlatmak hiç kolay olmadı, kinder süpriz yumurta verdim onu yedi ve oyuncağı elinde uyudu. Sonraki gecelerde bazen 2 tane yumurta yiyordu oyuncağı ile oynayıp geri yatıyorduk. 15 gün sonunda ilk defa uyanmadan 1-2 mızıklayarak sabaha kadar uyudu. Ara sıra gelip "anne meme acı dimi" dedi. Şimdilerde aklına gelmiyor. 1 hafta izin almış olmam çok iyi oldu hep yanında ona sarılarak geçirdim bu süreci ve çok şükür sorunsuz atlattık.

Bol bol etkinlik yaptık. Sevgili Iraz'ın önerdiği duvar boyama ve tıraş köpüğü ile boyama-oynama, ahşap boncuk boyama, boncukları dizme, ponpon aktarma bunlardan bir kaçı.




Rana ve Duru Yalova'da koşup oynarken.




Nadır'da piknikteyiz.



Kadriye ve Damla'nın bebek partisindeyiz.



Adaparkta lunaparktayız.

25 Mart 2011 Cuma

2 yaşındayız

Yaş gününün üzerinden 2 hafta geçmiş ben yeni yazabiliyorum. Bloga erişimim yok, açıldı deniyor ama ben giremiyorum. Kime, neye göre açılıyor anlamış değilim. Neyse... 13 mart'ta ufak bir kutlama yaparak 2 yaşımızı kutladık. Annenin akrabalarından kimse yoktu sağlık ve diğer önemli işler dolayısıyla katılamadılar. Babanne, dede, hala, enişte, amca ve kuzenimiz Rana bizi yalnız bırakmadı.

Duru ve Rana birlikte pastayı üflediler, müzik eşliğinde ve yer yatağında oynadılar. Duru oyuncaklarını Ranayla paylaşmakta oldukça zorlandı. Hepsine "o benimm" diye bağırdı Rananın tepkisi -omuzlar inik, boyun bükük odadan çıkışı- herkesi güldürdü. Sonra bir ara kendi kendilerine pet şişeye bir o, bir o misket doldurmaca oynadılar. Hediyeler için çok teşekkür ediyoruz.

Canım Kızım umarım hayatın boyunca sağlıklı, mutlu, keyifli günler geçirirsin. Seni çok seviyoruz.