Duru buyuyor..

Lilypie Fourth Birthday tickers

29 Aralık 2010 Çarşamba

Yeni favori oyun: puzzlelar

Puzzle ile oynamasını doktorda önermişti bende geçtiğimiz hafta almıştım zaten. Markası dodo oyuncak, konuları taşıtlar ve hayvanlar. Taşıtları çok sevdi, hayvanlarlarda eşek ile atı karıştırıyor çıkıntıları fazla olduğu için bazen takmakta zorlanıyor ve bizden yardım istiyor. Her yerleştirilen nesne için "kodumm" diyor, hepsini yaparsa hepberaber alkışlıyoruz. Puzzleları yerde yapıyorken çok eğiliyor gibi geldi bana masa üzerinde yaparkende çok yukarda kalıyor sanki ortasını fotoğrafta gördüğünüz minik sofralıkta bulduk, rahat ettik.

Bir sürü kitabın içinden böceklerin anlatıldığı meraklı minik dergisini seçti. Babasıyla her sayfaya baktılar, gördüklerini söylediler. Bende o sırada izliyorum nasıl tatlı nasıl balından yenmez :)

28 Aralık 2010 Salı

Oyuncak Müzesi - Zuzu Cafe

Geçen hafta cumartesi günü havanın güzel olacağını duyunca cumadan ne yapsak diye düşünmeye başladım. Daha önce gitmediğimiz bir yeri keşfetmek ve açık havada olmak gibi kriterlerim vardı. Ailecek değişik bir gün geçirmek istiyordum. Sabah erken kalktık kalvaltımızı yaptık Duru'ya omlet yapmıştım onu yemedi yolda giderken çorbasını bir güzel hüpletti. Navigasyonumuza göztepedeki oyuncak müzesini akşamdan eklemiştik, o bizi önüne kadar götürdü. Ben bütün katları Duruyla beraber gezdim, Ufuk bizden ayrı daha detaylı oyuncakların hikayelerini okuyarak gezdi. Duru bütün oyuncaklara hızlı hızlı baktı, boyunun hizasındakileri görebildi sanırım, yukardakileri bazen kucağımda gösterdim. Odalar arasında gezdi durdu, merdivenleri çıkmak inmek istedi, çatı katına kadar çıktık. Orda eski bir sallanan at, ayı ve lazımlık olarak kullanıldığını düşündüğüm bir sandalye gördü. Onlara dokunabildiği için sevindi sandalyeye oturmak istedi.


En son giriş katına indik, çocukların oynaması için birkaç oyuncağın olduğu o an için sakin ve huzurlu olan bir kış bahçesi var orda çay içtik. Duru oynadı.


Ayrıca 4 yaş ve üzeri çocuklar için her cumartesi faber-castell'in boyama etkinliği varmış. Katılan çocuklara önce müzeyi gezdiriyorlar sonra etkinlik başlıyor. Onlar müzeyi gezerken Duru etkinlik odasına girdi bir sürü boya kalemini görünce biraz boyama yaptık. Sonra ablalar, abiler gelince çıktık. Aileler bahsettiğim kış bahçesinde oturup kitap gazete okuyorlardı çocuklarda etkinlikte eğleniyorlardı. Müzeden birkaç fotoğraf...









Müzeden çıktıktan sonra Duru iyice yorulmuştu ve arabada uyudu, sonraki planımız bağdat caddesinde biraz gezip acıktığımızda zuzu cafeye gitmekti. Arabayı cafenin yakınlarına parkettik Duruyu arabasına koymaya kalkmadan uyandı, böyle olunca benim plan tersine döndü. Önce zuzu cafeye gittik, randevu gerekiyor diyor sitelerinde ama yer var gerek yok dediler geçtik oturduk. Duru hemen oyun odasına gitti. Orda uzun süre oynadı. O bizi beğil biz onu merak edip kontrol ettik. 1,5 saat oturduk sanıyorum sona doğru acıktığı için yanıma geldi yiyecek olarak sebzeli köfte söyledim ama yemedi ben tadına baktığımda çok tuzlu olduğunu farkettim keza bana gelen yemekte çok tuzluydu. Bu mekanla ilgili çok yorum okudum genelde olumlu olduğu için gitmek istedim bizim değerlendirmemiz; yemeklerin tuzlu olması ve servisin yavaş olması dışında güzel. Fiyat ve ortam yüzünden tekrar gidelebilir. Çocuklarla gidilebilecek mekanların çoğalmasını diliyorum. Cafeden çıktıktan sonra suadiyeye kadar yürüdük, Duru'ya simit aldık, simitin yarısını kedilere verdik. Sonraki durak tabiki artık ev, tatlı bir yorgunlukla birlikte güzel bir uyku :)

Ceren için hazırladığımız yılbaşı kartı

Montessori grubunda çocukların birbirine hediye göndermeleri için yılbaşına özel bir çekiliş yapıldı. Bize Özgür ve Ceren çıktı. Önceden beri takip ettiğim bu ikilinin bize çıkmasına çok sevindim. Fotoğrafta Duru, Ceren için kart hazırlıyor, en çokta kalp ve yıldız şeklindeki çıkartmaları yapıştırmayı sevdi. Biraz boyama yaptı. Kartı da arasına koyup hediyemizi gönderdik, dün ellerine ulaştığı haberini aldık.
Aynı zamanda Duru'da hediyesini bekliyor. Geldiğinde onuda buradan paylaşacağım.

27 Aralık 2010 Pazartesi

21. ay doktor kontrolü

Dün doktora gittik. Doktor hanım şikayetiniz var mı diye sordu bende geçtiğimiz hafta yaşadığımız kabızlık sorunundan bahsettim. İdrar yolu enfeksiyonu olabilir dedi çişinin renginde yada kokusunda değişiklik var mı dedi yok farketmedim dedim. İdrar tahlili yapabiliriz dedi bende Duru hergün tuvaletini yapan bir çocuk değil o ara çok sık pilav ve kuruyemiş tüketti ondan olabilir mi dedim oda evet evet tamam dedi. Kabızlığı devam etmediğine göre ondan olabilir dedi. Pekmez yapabilir dedi hangi pekmezi kullandığımızı sordu, üzüm dedim tamam dedi keçi boynuzu pekmezi de yapar dedi. Diş çıkardığı için olabilirmiş, yada kullandığı demir ilacı varsa oda yapar dedi. İnek sütünün kabızlık yüzünden içirmediğimi keçi sütüne geçtiğimi söyledim inek sütü yapabilir keçi sütünü güvenle içirebilirsin dedi. Ayrıca bal kabağı, kuru kayısı ve taze zencefil yedirmenizi istiyorum dedi. Hergün ılık suyun içinde oturmasını tavsiye etti, çatlak olabilir mi diye poposuna baktı yok dedi iki tane ilaç birde multivitamin verdi. Duru'ya ilaçları içirmek işkence olduğundan geçtimiz seferki ilaçlar hiç açılmadan duruyorlar. Bakalım bunlar nolucak. Azılardan sonuncusunu çıkarmak üzere olduğundan damağı kabarmış, parmak dişfırçalarından alın, yada elinizle masaj yapın ordaki kan dolaşımı artsın daha çabuk çıkar böylece dedi. Bunların dışında boyu 85 cm, kilosu 11,4. Bundan sonra lego ve puzzlelarla oynamasını istiyorum dedi. Son olarak hepatit A aşısının 2. dozunu yaptı. Duru çok rahatsız olmadı boyunu ölçerken birde aşı sırasında ağladı bende bu sefer doktorun söylediklerini rahatça dinleyebildim.

24 Aralık 2010 Cuma

Kabızlık - Beslenme alışkanlığımız

Bu aralar en favori oyun hamur, artık kurudukları için biz oynamakta zorlanıyoruz ama Duru tepsisi elinde gelince mecburuz :)


Bu da yılbaşı ağacımız, Duruyla birlikte süsledik diyemiyorum çünkü o daha çok süslerle ilgilendi ağaca takamadı. Noel baba süslerine baba baba diyerek gezdi bir süre. Akşamları bazen ışıklarını yakıyorum benim hoşuma gidiyor.

Akşamları biberonla süt içmeye 21 aylıkken alışabildik, daha önce bardaktan içiyorduk. Çok rahat gerçekten, gel uzan böyle diyorum öyle içiyor sütünü bitirirse ditti diyor.

Bu fotoğrafı gece 3 tü çektiğimde arkadaşlarımız tavşan, ayı ve ece ile birlikte uyumaya çalıştık ama 5 dk sürmedi tekrar fırladı ayağa. Uyumama sorunumuz devam ediyor. Dişlerden olan rahatsızlığın yanına birde kabızlık eklendi. Azı dişlerinde 3.sü çıkmış dün akşam gördüm. Kaldı 9 diş :( Kabızlık konusunda geçtiğimiz günlerde 5 gün tuvaletini yapmayınca ve bundan dolayı ağlamalar, ağrılar yaşayınca soluğu acilde alıp orda lavman yaptırmakla çözdük sorunu. Duru zaten bebekliğinden beri hergün kakasını yapan bir çocuk olmadı hep 3-4 gün geçiyordu. Son zamanlarda inek sütü yerine keçi sütüne geçince epey bir düzelmişti ama bu sefer çok kötü oldu kendisi tuvaletini yapamıyor sürekli ağlıyor, oturamıyor dimdik kaskatı kucağımda yatıyordu minik kuzum. Doktor pirinç pilavını kesmemizi, incir-kayısı kompostosu içirmemizi söyledi birde ilaç verdi. O günden beri ev kuru meyveler, tam buğday makarnası ve ekmeği, müsli, esmer pirinç, elma, keten tohumu, esmer bulgur ile doldu. Son zamanlarda kendi tabiriyle piyavı çok tüketiyordu, nohutta yemişti(bunlar ishal olanlara öneriliyormuş) ve özellikle kuruyemiş çok fazla yiyordu, kabuklarını ayıklayıp versekte kabuk yemiş olma ihtimali yüksek ve kabızlığa yol açması muhtemel. Nitekim bu aralar yediklerimizde büyük bir değişiklik var son derece sağlıklı besleniyoruz. Böyle devam edeceğiz. Bu arada bu hafta sonu doktor kontrolümüz var kafamızdaki birçok soruya yanıt arayacağız. Özellikle süt konusu netleşmeli artık...

22 Aralık 2010 Çarşamba

Posta Kartı Etkinliğimiz

Geçtiğimiz haftalarda montessori grubunda yapılan posta kartı etkinliğine katıldık. Katılırken hangi şehirle ilgili kart hazırlamak istiyorsak onu belirttik. Sonra 4 veya 5 kişilik gruplar oluşturuldu. Kurallar öncesinde belliydi, kartın üzerine bir yada birden fazla fotoğraf yapıştırılabilecek, tanıtılan şehrin adı ve seçtiğimiz tema adı belirtilecek, 12x17 cm boyutlarında bir fon karton yada fotoğraf kağıdı kullanılacak, konu ile ilgili kısa bir yazı yazılacak gibi...

Çocuklar kartları resimleriyle renklendirip, kesme, yapıştırma aktivitelerinde yer alabiliyorlar. Postaneye gidip zarflara pul yapıştırabilirler ve kartların nasıl gittiğini bu sayede öğrenebilirler.
Bizim seçtiğimiz il ailecek çocukluğumuzu geçirdiğimiz Yalova oldu. O kadar tanıtılacak yer var ki, seçerken epey zorlandım diyebilirim. Temamız ise Termal oldu. Önce Termalin güzelliklerinden oluşan bir kolaj hazırladım, çıktısını aldım kesip, yapıştırma işine Duru henüz hakim olmadığı için ben yaptım.

Öncesinde Duru kartların iç yüzünü boyadı. Zarflarına koyup arkadaşlarımız Selin, Erva, Duru ve Yiğit'e gönderdik.

Çocukluğumdan hatırladığım, kart göndermek ve gelmesini beklemek, geldiğindeki sevinç gerçekten çok keyif verici. Çok uzak olmasada İstanbul ve İzmitteki akrabalarımızı arayıp adreslerini istiyorduk sonra o kar manzaralı ve bol pullu kartlardan yolluyorduk. Bu aktivite bana daha sık kart hazırlamamız gerektiğini hatırlattı.

10 Aralık 2010 Cuma

Sosyal Sorumluluk Projesi: Adım Adım Büyüyorum

Sevgili Başak'ın blogundan duyurduğu Adım Adım Büyüyorum etkinliğine bizde katıldık. Şimdiden böyle güzel bir projenin içinde olmaktan büyük mutluluk duydum.

Kısaca anlatmak gerekirse; 6 ay sürecek bu etkinlikte parmak boyası ve kağıtlar Hipp firması tarafından sağlanıyor. Kağıtların üzerindeki özel bölüme çocuğun ayak izini basıyoruz, geri kalan kısımlar çocuğun hayal gücüne kalmış. Her ay 1 kez olmak üzere 6 kez bunu çalışmayı yapıyoruz. 6. ayın sonunda resimleri geri gönderiyoruz. Mayıs ayında yapılacak sergide resimler satışa sunulacak ve elde edilen gelir Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Derneğine (ERAM) bağışlanacak.

9 Aralık 2010 Perşembe

21.Ay Aktivitelerimiz

Bu aralar sık sık montessori çalışmaları yapıyoruz. Tepsilerimiz her daim hazır duruyor. "Duru, mısırlar ile çalışma yapmak ister misin" diyorum. Hemen "ivet" diyor. Tepsimizi alıyorum başlıyoruz çalışmaya. Dökülen tane olduğunda toplayıp tabağa koyuyor. Su dökülürse döküldü diyor süngeriyle siliyor. Konsantre bir şekilde uzun süre oynuyor. Kaşıkla aktarma yerine kaptan kaba boşaltmak bu sıralar daha çok hoşuna gidiyor. Fasulye, mısır ve yeşil mercimekleri kullanıyoruz.

3-4 gün önce malzemelerinin hazır olduğu farklı bir tepsi hazırlayayım dedim. Minik sürahi, huni ve ucu dar vazoyu bulup tepsiye koydum, suyu ekledim. Duru'ya gösterdim sonra denemesi için ona verdim. Başlarda huniyi koymayı unuttu ve ucu dar kaba suyu dökmeye çalışırken etrafa döküldü. Huniyi koymayı unuttuğunu düşündüğüm için bir kaç kez hatırlattım "huni burda baak" diye ama hiç oralı olmadı. Öyle bir kaç kez daha deneyince su bitti, tepsi su doldu ben gidip suyu lavobaya döktüm. (Duru ile birlikte dökmem gerekiyormuş, onu bu sabah okudum) Dün akşam aynı çalışmayı yine yaptık bu sefer huniyi kullanmayı unutmuyor. Ben hiç müdahale etmiyorum onu öyle bırakıp başka odaya gittim geldiğimde süngerle halıya dökülen suyu siliyordu. Döküldü mü dedim döküldü dedi. Vazodan sürahiye dökerken su "boing boing" diye ses çıkarınca mutluluktan uçuyor. Boing boing diyor gülüyor. Soslukların ve küçük bardakların altına kaydırmaz yapıştırmıştım. Duru onları çıkardı. Bende tepsiye göre kesip koydum. Yapıştırmama gerek kalmadı tutunduğu için kaymıyor.

Oyun hamurları ile oynamaya başladık. Oldukça keyifli oluyor. Montessori çalışmaları yaparken nasıl çağırıyorsam yine aynı "Hamurlarla oynamak ister misin" diyorum "ivet" diyor. Ben minik merdane ile açıyorum o merdaneye yapışmış hamuru alıyor, sonra kurabiye kalıplarını bastırıyor ve çıkarıyor hamuru. Ben minik yuvarlaklar yapıyorum oda kalıptan çıkan hamurun üstünü süslüyor. Bazen bilezik bazen balık yapıyoruz. Başlarda hamuru bastıramıyordu şimdi öğrendikçe elinde bişeyler yapmaya başladı.

Hafta sonu kek yaptık beraber, sıvı yağ ve sütü bardaktan kabın içine döktü ve unu kaşıkla ekledi. Kendi yaptığı için olacak ki fırından çıkar çıkmaz yemek istedi.

Duru çıkartma yapıştırmayı çok seviyor, meraklı minik dergisinde yapabildiğimiz tek aktivite o. Gerçi söylenen yerlere yapıştırmıyor, başka boş bir kağıda yada dolaplara. Bundan yola çıkarak renkli elişi kağıtlarında ve tutkaldan öyle doğaçlama yırt-yapıştır aktivitesi yapalım dedim. Çok hoşlandığını söyleyemem bir kaç tane yapıştırdıktan sonra gerisini ben yaptım. O elinde kağıtları buruşturdu. Ben o kağıtlarıda yapıştırdım ve astık. İlerleyen zamanlarda tekrar denemek üzere topladım.

8 Aralık 2010 Çarşamba

Bu kızlar çok iyi anlaşacak :)

Cumartesi günü hava çok güzeldi açık havada bişeyler yapmak isteyince önce viaporta ordan kuzeni Rana'lara gittik. Viaport'un içindeki lunaparkta atlı karınca ve dönme dolaba bindik, ördekleri, tavşanları, paçalı tavukları gördük. Daha sonra Rana ve Duru sitenin bahçesinde koşup, oynadılar.

Duru çok neşeliydi, havanın güzel olması ve dışarda olmamız, hep beraber olmamız bunun sebeplerinden. Yemeklerini güzel yemesi de bir neden. Akşam hava kararıp ışıklar yanınca yine viaporta geçtik. Yılbaşı öncesi çok güzel süslenmiş. Noel baba ve geyiklerle bir köşe yapmışlar. Bankta oturan noel babanın yanına oturup fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Kızlar çok neşeliydiler, elele tutuşup uzun süre yürüdüler bir noktadan sonra Duru elini vermemeye başladı. Bazen bağımsız takılmak istiyor. Ayakkabı mağazasında uzun süre oynadılar. Heryer kapanmak üzere olduğundan çok sakindi. Rahatça gezebildik. 3 kez tırtıla bindiler. Kısacası eğlenceli bir gündü.