Duru buyuyor..

Lilypie Fourth Birthday tickers

30 Temmuz 2010 Cuma

Duruyu oynatan sincap

Duru'nun tatilden dönerken feribotta görüpte Ufuk'a aldırdığı şekerli sincapla oynadığı videoyu eklemek istedim. Gerçekten harika bir oyuncak. Duru çok sevmiş gibi görünmüyor mu sizce de?

Duru sincapla oynarken from Duygu Yavuz on Vimeo.

22 Temmuz 2010 Perşembe

Duruyla İlk Tatil (Sarımsaklı)

3 hafta önce egenin güzel ilçelerinden biri olan ayvalık-sarımsaklıdaydık. Tatil dinlenmek, yüzmek, eğlenmek anlamlarına gelsede benim için herşeyden önce Duruyla geçireceğim 9 gün demekti. Bu ailecek geçirdiğimiz ilk tatil oldu. Oldukça kalabalıktık. Babanne, dede, hala, enişte ve kuzen de bizimleydi.

Duru gidiş yolunda nerdeyse hiç sorun çıkarmadı. 5 saatlik yolculuğumuz bana çokta uzun gelmedi, tahmin ettiğimin aksine Duru 2 kez 1'er saat uyudu. Kalan 3 saati gerek boya kalemleri ile oynayarak gerek gazeteleri yırtarak gerekse bisküvi ve meyve yiyerek geçirdik. Arada huysuzlandığı zamanlar oldu tabi koltuğunda durmak istemediği onları saymıyorum. :)

Otele vardığımızda odalarımız hazırlanıyordu. O sırada yemeğimizi yedik, sonra odalarımıza yerleşip denize gitmek için hazırlandık. Sarımsaklının denizi çok güzel, hem hemen derinleşmiyor hemde içi kum tek dezavantajı biraz serin olması. Su sıcaklığı 20 derece, 22 falan olsa harika olurdu. Serin olduğu ve sürekli rüzgar estiği için denizden çıktığınızda üşüyorsunuz. Bu sebeple acaba hasta olur muyuz sorusu insanın aklından çıkmıyor. Gerçi Duru için aksi oldu, giderken burnu akıyordu denize girip çıkınca akma durdu. Biz Ufukla biraz grip gibi olduk sonra oda geçti. Gelelim Duru'nun denize olan tepkisine. Duru denizi çok sevdi, suyun soğukluğu bile Duru'yu çok etkilemedi. Bunda evde su ile oynatma çalışmalarımın çok etkili olduğunu düşünüyorum. Bardağın ve leğenlerin içine su doldurup banyo zamanları dışında oynamasına izin verdim. Simidine girip yüzmek istemedi hep kucağımızda durdu.

Yalnız uzun uzun sahilde kalamadık Duru günde 2 kez uyuduğu için odaya gidip uyutmam gerekti. Duru uyuduğunda babası beklerken 1 kezde olsa bende rahat rahat yüzdüm. :)

5 günümüz gündüzleri yüzerek, uyuyarak, bol bol yemek yiyerek, akşamları ise sarımsaklı sahil yolunda yürüyerek geçti. Duru otelin yemeklerini çok beğenmedi yada çevresinde o kadar ilgisini çeken şey vardı ki yemek yerine etrafı keşfetmeyi mi seçti bilemiyorum. Döndüğümüzde zayıfladığını söylediler. Bence sebebi tatilde fiziksel aktivitelerinin çok arttmış olması. Koltuğa inip çıkmayı otelin lobisinde öğrendi, hafif eğimleri inip çıkmayı da. Ne kadar yorulursa yorulsun odaya gelmek hiç istemiyor, içerdeysek sürekli kapıyı gösteriyordu. Bir gece 3'te sarımsaklı sokaklarında babası ile kedi kovaladıkları bile oldu.

Tatilden döndükten sonra keşke dediğim tek şey Durunun denizde resmini çekememiş olmamdır. Yarın çekerim, yarın çekerim derken gün bitti. Geldi geçti.

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Maşayla buzluk içindeki nesneleri aktarma çalışması

Materyal Listesi:
  • Tepsi
  • 2 tane buzluk (6'lı yada 8'li olması ideal 12'li buzlukla aktarma işlemi uzun sürüyor buda çocukları sıkabiliyor.)
  • Plastik buz topları (Buz yerine kullanılıyor, içeceğin sulanmasını önleyen içi su dolu plastik toplar. Billuriyelerde bulunabiliyormuş.)
  • Plastik maşa (Metro mağazasında varmış.)
Çalışmanın Aşamaları:

  • "Bugün senin için yeni bir çalışma/oyun hazırladım" yada "Bugün seninle renkli toplar ve maşayla çalışmak/oynamak istiyorum" diyerek çocuğumuzu davet ediyoruz.
  • Kabul ederse hazırladığımız tepsiyi 2 elle taşıyarak önümüze alıyoruz.
  • Çalışmanın bir demosunu çocuğumuza göstererek önce biz yapıyoruz. Bu çocuğun anlamasını kolaylaştıracaktır.
  • Önce soldan sağa, sonra sağdan sola elle aktarma yapıyoruz.
  • Topları boş olan buzluğun karşılık gelen aynı bölmesine koyuyoruz.

Alternatif çalışmalar: Buz topları yerine pon pon kullanabiliriz. Yaş ilerledikçe buzluğun içindeki nesneler ve maşa küçültülebilir.

Uygun yaş aralığı: 2-3 yaş arası

Küçük bir detayı belirtmek istiyorum; Tepsi düzeni aşağıdaki gibi olursa çocuğun maşayı tutması daha kolay olacaktır. Seminerde tepside yer olmadığı için yukardaki resimdeki gibi ortada kullanılmıştır.


Basit Aktarma Çalışmaları 2

Montessori çalışmalarını yazmaya işlerim ve tatile gitmemiz yüzünden ara vermiştim şimdi tekrar devam ediyorum.

Bu çalışma bence oldukça zevkli. Basit aktarma çalışmalarını paravan arkasında yaparak seslerini dinleme ve ayırma çalışması.

Daha önce bahsettiğim Basit Aktarma Çalışmalarını yeterince deneyimledikten sonra bu çalışmayı yapabilirsiniz.

Materyal listesi:
1- Aktarma çalışmalarını arkasında yapabileceğimiz paravan görevi görecek bir eşya. En basiti bir minder.

Çalışmanın Aşamaları:
  • "Bugün senin için yeni bir çalışma/oyun hazırladım" yada "Bugün seninle fasulye/mısır/pirinç ile çalışmak/oynamak istiyorum" diyerek çocuğumuzu davet ediyoruz.
  • Kabul ederse hazırladığımız kapları 2 elle taşıyarak önümüze alıyoruz.
  • Çocukla kapların arasına paravanı(minderi) yerleştiriyoruz.
  • Önce minderin üzerinden çocuğumuz görecek şekilde birer kere bu sesleri dinletiyoruz. Bu sesleri hatırlamasını sağlayacaktır. Aynı zamanda bunları isimlendiriyoruz fasulye, mısır, pirinç diye.
  • Sonra "Şimdi ben bunu minderin arkasında yapacağım sende hangisinin olduğunu tahmin etmeye çalışacaksın" diyoruz.
  • Çocuk devam etmek istediği sürece tekrarlayabiliriz.

İlgi Merkezi: Bakliyatların sesi.

Uygun yaş aralığı: 3, 3-5 yaş arası.

Hilal hanım bunun müthiş bir dinleme egzersiz olduğunu söyledi.

13 Temmuz 2010 Salı

Florya sosyal tesislerini gezdik

Haziranın son haftası yağmur yağacak denen bir günde florya sosyal tesislerini görmek için yola koyulduk. Hava biraz basık ve sıkıcıydı ama yağmur yağmadı. Bu çok övülen mekanı ailece gezip görmek istedik, daha önce hiç gitmemiştik. Navigasyon sayesinde sorunsuz tesisi bulduk. Deniz ve yeşilliğin bir arada olduğu güzel bir yer. Çocuk parklarıyla dolu. Havaalanına yakın olması nedeniyle 3-4 dk da bir uçak kalkıyor ve çok yakınınızdan geçiyor. İzlemesi oldukça zevkli oluyor.

Gittiğimizde ilk olarak uzun bir süredir deniz görmediğimiz için sahile indik. Minik kuzu bol bol yürüdü, koştu, gelen geçenin yolunu kesip kucaklarına atladı. Başta insanlara doğru yürüyor gel deyip Duru'yu çağırdıklarında hemen kollarını açıp kucaklarına gitmek istiyor. Kimse gelmesini beklemiyor tabi, şaşırıp seviniyorlar, kendini sevdirmesini iyi biliyor.

Tesis büyük bir alan üzerine kurulmuş, biz küçük bir kısmını gezebildik. Duru uykusu geldiğinde bazen direniyor ve bizi çok yoruyor bu direnme yemek sırasında ise kontrol etmekte epey zor oluyor. Bence başarısız olan yemekten sonra evin yolunu tuttuk. Heralde Duru arabaya biner binmez kendini uykuda buldu dememe gerek bile yok :)