Duru buyuyor..

Lilypie Fourth Birthday tickers

26 Ekim 2010 Salı

Uykusuz her geceee...

Azı dişlerinden henüz ilkini çıkardık kalan 3 tane yolda olacak ki geceleri çok zorlanıyoruz. Bu böyle uzun zamandır devam ediyor ben uykusuz kalmaya öyle alıştım ki tüm gece uyursam dengem bile bozulabilir :)


Gündüzleri sorun yaşamıyoruz sıkıntı geceleri ortaya çıkıyor. 1 gece 2 gece derken 5. gecede bu genelde perşembe akşamları oluyor çok yorulmuş oluyorum. Cuma akşamı uykusuz geçsede ertesi gün cumartesi olduğundan stres olmuyorum. Perşembe, 5. akşam uykusuz ertesi sabah iş için kalma zorunluluğu benim dayanma gücümü çok zorluyor. Dişlerin patladığını gördükçe rahatlıyorum. İlk 10 ay diş miş yoktu rahattık 1 kez sabah 7 ye kadar uyuduğumuzu hatırlıyorum. Genelde saat 4 yada 5 te uyanırdı. Ama şimdi dişler işleri içinden çıkılmaz yaptı. Ağrısı olmasa ağlamaz sürekli emmek istemez diyerek uyku konusunda sabrımı zorluyorum, sıkıntısı yoksa ağlaması da yoktur biliyorum. Bu şekilde idare ediyoruz şimdilik akşamları Duru uyur uyumaz bende uyuyorum. Aksi halde sabah 6:00 da kalkmam mümkün görünmüyor. O uyanmadan evden çıkarsam kendimi ayrıca şanslı hissediyorum. Hem uykusuzluk hemde ağlayan bir çocuk bırakarak evden çıkınca tüm günüm onun etkisinde olumsuz geçiyor. Akşam Eve geldiğimde beni çok güzel karşılıyor hemen oyun oynamaya başlıyoruz. Neredeyse hiç iş yapmıyorum. Elimi yüzümü yıkıyorum, sorfayı hazırlıyorum, ertesi gün giyeceklerim ütüsüz ise onları ütülüyorum, gerisi Duruyla oyun oynama onun isteklerini yerine getirmekle geçiyor. 19 aylıkken kısaca günlerimiz böyle geçiyor, buraya not etmek istedim. Dileğim; en kısa zamanda dişler tamamlanır uykusuz geceler son bulur.



Parmak boyama çalışması yaptık. Sadece Duru'nun parmaklarından çıkan bir resmi eklemek istedim. Böylece bu postu güzel kapatmış olalım.

İlk Tiyatro : Çilek Kız

Geçtiğimiz cumartesi Duru ve bizim için bir değişiklik olsun dedik, çocuk tiyatrosuna gittik. Oyunun adı Çilek Kız, Kozyatağındaki Kozzy Alışveriş Merkezinde oynuyor. Duruyla ikimiz girdik. Ufuk girmek istemedi. Ben biraz ısrar etsemde sonradan gereksiz olduğunu gördüm :))

Başlama saati 11:00 di 5 dk kala salona girdik, etrafı izledik, bir sürü çocuk var onlara baktık bir yandan müzik çalıyor onu dinliyoruz. Oyun 10 dk gecikince Duru biraz kımıldanmaya başladı. Neyse oyun başladı ilk 20 dk falan fena değil izledi sonra kucağımdan inip çıkış kapısına doğru gitmek istedi. Yanımızda kimse oturmuyordu kapıya ulaşması kolaydı belki o yüzden inmek istedi bilmiyorum. "Gel bak abiye pasta yapıyor" dedim biraz daha baktı 5 dk sonra gene inmek istedi. "Bak ablalar napıyor" dedim 5 dk daha baktı. Sonra ara verildi. Arada dışarı çıktık ordaki ablalardan balon aldık. Tekrar girdik bu sefer kucağıma değil koltuğa oturttum bende yanındaki koltuğa oturdum. Oyunu izlerken çikolata yedirdim, yanımızdaki ablamın balık krakerinden tırtıkladık. Sonra gene indi koltuklarla oynadı indi, çıktı. Baktım ki arka tarafta aynı yaştaki çocuklar dolanıyor etrafta. Duru oyundan koptu zaten, bir süre sonra koltuğa çıkıp arkadakileri izledi. Tam çıkıyorduk oyun bitti. Sonra ablalarla fotoğrafını çektim. Çilek kızda kuyruk olduğu için blueberry ve lemon ile fotoğrafımız var.

Oyun benim hoşuma gitti sadece biraz pahalı geldi bize, yetişkin 20 tl çocuktan almıyorlar, genelde tek kişi gelmiş herkes. Salon epey kalabalıktı. 2 yaş ve üstü çocuklar vardı bizim yaşımızda 2-3 kişi gördüm. Duru olumlu yada olumsuz bir tepki göstermedi. Resimlerden biraz uykusu geldiği anlaşılıyor. Uykulu olmasaydı daha farklı olurdu diye düşünüyorum. Sonuç olarak bir tecrübeyi daha güzel olarak geride bıraktık.

Öğlen uykusunu amcasında uyudu. Sonra amca ve babasının elinden tuttu, hepberaber yemeğe gittik.

22 Ekim 2010 Cuma

19 aylık olduk

Kelimeler yavaş yavaş artıyor bizden duyduklarını pat diye söylüyor bazen şaşırıp kalıyorum. Mesela akşam pilav pişiriyoruz ama pişip soğumasını bekleyene kadar çorba yesin dedim çünkü karnı aç, hazırladım. Çorbayı yemedi piya piya diyor.

Duru Atesini(Ayşe) sallıyor.

Meraklı minikten kestiğim maskeye lastik bağladım, takıp aynaya bakıyoruz.



Buda tavşanı onu da arabasını koyup gezdiriyor. Uyurken sarılıyor bazen.

Çok sevdiği ve sürekli gezdirdiği inek. Bazen parkede o çok kadar ses çıkarıyor ki tekerleklerine çorap giydiriyorum:)

Alışveriş merkezinde tırtırla geziyor. İlk seferde inmiyor 2. seferde kendiliğinden iniyor.. Bir doyum noktası var demek ki :)

Dedesi hastalandığında kuzeni ve teyzesiyle 2 gün geçirdi. İkiside çok eğlendiler birbirlerini çok sevdiler. Duru Beratın peşinde gezindi durdu. Önceden en fazla 2-3 saat beraber zaman geçirmişlerdi şimdi 2 gün 2 geceden sonra gerçekten aralarında bağ oluştuğunu düşünüyorum.

Teyze, Duru, Berat üçlüsü yorganın altında saklanmaca kısaca Duru, Berat yok nerdeki bunlar deyip yorganı açıp aaaa burdaymış oynuyorlar.

Biraz kitap bakmaca.

Son zamanların favori oyuncağı çak çak. Çekici öyle güzel tutup çakıyor ki şaşırıyoruz.

20 Ekim 2010 Çarşamba

Zor günler...

Son 1,5 haftadır zor günler geçiriyoruz. 10 ekim pazar günü babam Duru'yu ziyarete gelmişti daha doğrusu annem o hafta sonu feribotlar çalışmadığı için yalovaya gidemeyince babamda ben geleyim hemde duruyu görmüş olurum diyerek pazar günü bize geldi. Çok detaya girmek istemiyorum babam o akşam saat 21:00 civarı kalp krizi belirtileriyle evden çıktı şu gün oldu hala hastanede. Geçtiğimiz çarşamba bypass oldu sonraki 2 gün yoğun bakımda kaldı şimdi durumu çok şükür iyi. Düşününce bizdeyken rahatsızlanması büyük şans, yalovada evde tek başına neler olurdu düşünmesi bile kötü. Şimdi hayırlısıyla taburcu olmasını bekliyoruz. Bu arada annem babamın yanında kalınca Duru'ya geçtiğimiz hafta 2 gün teyzesi baktı. Bu hafta dönüşümlü olarak annem ve ben bakıyoruz.

6 Ekim 2010 Çarşamba

Duru çorbasını yudumluyor...

Duru çorbasını içmeyi tam olarak olmasa da büyük ölçüde başardı. Aşağıda bunun videosu var. Kendisini kutluyoruz.

Bu aralar değişik çorba tarifleri arıyorum. Tarhana, domatesli şehriye ve yayla çorbasını seviyor bizde sürekli onları yapıyoruz. Kış sebzeleri çıktı. Şöyle ıspanak çorbası(aynı öğünde tüketmek gerekiyor), brokoli çorbası yer mi acaba denemek lazım. İlk önce bu limonlu sebze çorbasını denemek istiyorum. Sonuçları yazarım.

Duru çorbasını içiyor! from Duygu Yavuz on Vimeo.

5 Ekim 2010 Salı

Duru'nun köşesi



Evimiz küçük olmasına rağmen geçtiğimiz hafta sonu aklıma gelen bir fikirle salonda Duru'ya küçük bir köşe yaptım. Köşede duran ayaklı lamba ve çiçeği başka yerlere sığdırmayı başarınca orası çok güzel açıldı. Hafta içi ikea'dan aldığım çocuk aynasına(oldukça başarılı) hafta sonu masa, sandalye ve kilim eklenince köşe takımımız tamamlandı.





Köşede neler mi yapıyoruz? Sandalyeye oturup resim yapıyoruz boyalar ve defterlerimiz her daim orda açık duruyor. Bazen sandalyeyi kucağında taşıyor, oturmak için önce sandalyede ayağa kalkıyor sonra oturuyor bazende oturmuyor üstünde tepiniyor. Aynaya gidip bakıyor yerinden çıkarıp üzerine çıkıyor. O çıkardıkça ben asıyorum.

Unnado ve triko pantolonlarımız..

Sevgili Iraz sayesinde Unnado isimli siteye üye oldum. Kendisine teşekkür ediyorum.

Güzel düşünülmüş bir site. Anne, bebek ve çocuklara özel olması, kendilerinin görüp beğendiği sertifikalı organik ürünleri satmak istemeleri gerçekten süper. Bu alanda olan boşluğu doldurabileceklerini düşünüyorum. Normalde erişmekte güçlük çektiğimiz ürünleri getirmeye çalıştıklarını söylüyorlar. Onlardan ikisini çok beğendim, dayanamayıp aldım. Önümüz kış olduğu için çok kullanışlı olacağını düşünüyorum. Popolarındaki desenlerle çok şirinler. Üye olmak için davetiye isterseniz bana mail atabilirsiniz. (duyguocak@gmail.com)


Busha marka triko pantolonlarımız.

Ürün resimleri http://www.unnoda.com alınmıştır.

4 Ekim 2010 Pazartesi

İlk kelimelerimiz...

Duru 19 aylık olmak üzere eski ve yeni kelimelerini yazmak istedim. Hepsini o kadar tatlı söylüyor ki duymaktan büyük keyif alıyoruz.

baaka - parka
bakko - balkon
anni - anne
babba - baba
deyse - teyze
ok - yok
didde - dede
du-u - duru
minim - benim

gitti, düştü, bitti gibi kelimeleri de söylüyor ama çok anlaşılır değil.